Erken çocukluk döneminde öğrenmenin duyuşsal boyutuna odaklanan metin, küçük çocukların inançlarının, tutumlarının, duygularının ve motivasyonlarının akademik deneyimlerle kurdukları ilişkileri nasıl biçimlendirdiğini incelemekte ve özellikle matematik öğrenimine yönelik duyguların kalıcı eğilimler üzerindeki etkisini kuramsal ve uygulamalı bir çerçevede ele almaktadır. Pekrun’un Kontrol-Değer Kuramı temelinde başarı ve başarısızlık duygularının öğrenme süreçlerine yön veren mekanizmaları açıklanmakta; algılanan kontrol, içsel değer ve öğrenme bağlamının çocukların matematik etkinliklerine yönelik yaklaşımını belirlediği vurgulanmaktadır. Bu kapsamda 54–66 aylık çocuklarla yürütülen araştırmada Dijital Oyun Destekli Matematik Eğitim Programı (DODMEP) ile yalnızca Matematik İçerikli Dijital Oyun Uygulamaları’nın (MİDOU) matematiği sevme düzeylerine etkisi, ön test–son test eşleştirilmiş kontrol gruplu yarı deneysel desen ve nitel gözlemlerle değerlendirilmiştir. Nicel bulgular her iki uygulamanın da çocukların matematiği sevme puanlarını artırsa da istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yaratmadığını göstermektedir. Buna karşın nitel veriler, dijital oyun temelli etkinliklerde çocukların yüksek motivasyon, olumlu duygular ve etkin katılım sergilediğini; DODMEP’in bütünleştirilmiş yapısının duygusal açıdan daha güçlü ve süreklilik gösteren olumlu deneyimler sağladığını ortaya koymaktadır. Çalışma, erken çocukluk döneminde matematik eğitiminin yalnızca kavramsal becerilerle sınırlı kalmaması gerektiğini, çocukların tutum, ilgi ve motivasyon gibi duyuşsal eğilimlerini destekleyen zengin, oyun temelli dijital öğrenme ortamlarının önemini vurgulayarak alanyazına özgün bir katkı sunmaktadır.
Focusing on the affective dimensions of early childhood learning, the text examines how emotions, motivation, attitudes, and beliefs shape young children’s engagement with foundational academic experiences, particularly mathematics. Drawing on contemporary affective theories such as Pekrun’s Control-Value Theory, the work conceptualizes success and failure emotions as central determinants of children’s approach to learning tasks, emphasizing that perceived control, intrinsic value, and contextualized experiences play decisive roles in cultivating positive dispositions. Within this framework, the study analyzes the impact of a Digital Game-Supported Mathematics Education Program (DODMEP) and standalone Mathematics-Themed Digital Game Applications (MİDOU) on 54–66-month-old children’s enjoyment of mathematics. Employing a quasi-experimental pretest–posttest matched control group design complemented by qualitative observations, the research documents how digital games, when embedded in constructivist, child-centered activities, sustain children’s interest, support motivation, and foster affectively rich learning environments, even though quantitative differences in mathematics-liking scores do not reach statistical significance. Qualitative findings indicate that children generally display positive emotions, high engagement, and playful persistence during digital game–based activities, with integrated programmatic applications eliciting slightly more consistent positive affect than standalone digital games. The study contributes to early childhood education literature by demonstrating that meaningful, developmentally appropriate, game-supported learning experiences enrich children’s emotional relationship with mathematics and highlight the necessity of addressing affective outcomes alongside cognitive gains in early mathematics pedagogy.